20 Temmuz 2011 Çarşamba

Kuru Pansuman

Epidermisin sağlam olduğu, pansuman malzemesinin yaraya yapışma ihtimalinin olmadığı yaralarda kullanılır.

Kan, serum gibi akıntılı yaralarda, akıntının emilmesi, kan damarları uçlarına basınç yapılması amacıyla kullanılır. En basit örneği, küçük kesik üzerini bez ile kapatmaktır.

Kuru pansumanların emme gücü çok iyi ve ucuz bir yöntem olmasına rağmen, pansuman materyali kolaylıkla yaraya yapışır ve ayırma sırasında yaraya zarar verir.

Pansuman materyalinin yaraya yapışmasını önlemek için sargı bezlerine ve gaz bezlerine pomat sürülerek uygulanabilir.

Pansuman

Pansuman, Fransızca yara bakımı anlamına gelen "Pansement" kelimesinden dilimize geçmiştir.

Yaraları dış etkenlerden koruyan, serum ve kan gibi sekresyonu emen veya ortamdan uzaklaştıran, kanama bölgesine basınç uygulayan, ilaçların uygulanmasını kolaylaştıran, yaralı bölgenin anatomik pozisyonunu koruyan, aseptik malzeme ile yapılan yardımcı uygulamaya pansuman denir.

Pansuman, temiz yaraların enfekte olmasını önler, enfekte olmuş yaraların temizlenmesini sağlar ve yaranın hızla iyileşmesine yardımcı olur. Pansuman malzemesi, steril olarak hazırlanan materyallerdir. Pansuman sırasında aseptik teknik ile çalışılır.

Pansuman Öncesi Yara Değerlendirmesi
- Yaranın uzunluğu, derinliği ve görünüşü gözlenmeli,
- Kanama varlığı, miktarı belirlenmeli,
- Yarada akıntı, kötü koku varlığı izlenmeli,
- Yara kenarlarının (dudaklarının) durumu (yakın, düzgü vb.) belirlenmeli,
- Yarada yabancı cisim varlığı gözlenmeli,
- Ağrı ya da ödem varlığı belirlenmeli,
- Duyusal / motor fonksiyon kaybı belirlenmeli,
- Kan damarı, tendon, sinir ve kemik hasarı varlığı tespit edilmeli,
- Yaşam bulguları değerlendirilmeli,

Pansuman Özellikleri
Kullanılan yara bakım ürünlerinin ve pansuman malzemelerinin özelliklerinin, etkilerinin ve istenmeyen yan etkilerinin bilinmesi önemlidir. Kullanılan ürünler hücresel seviyede yara iyileşmesini kolaylaştıracak fizyolojik ve biokimyasal özelliklere sahip olmalıdır.

Hastanın yarasına en uygun pansuman malzemesi seçiminde bilinmesi gereken ideal pansuman özellikleri;

- Sağlam dokuya zarar vermemeli
- Emici özelliğe sahip olmalı, sızıntı ve artıkları ortamdan uzaklaştırmalı
- Bakterileri geçirmemeli ve sekonder enfeksiyonlardan korumalı
- Aşırı eksuda salınımında nemliliği sürdürebilmeli
- Isıyı korumalı
- Toksik ya da alerjik etkisi olmamalı, yara için zararlı madde içermemeli
- Rahat ve kolay uygulanabilir olmalı Yarayı travmalardan korumalı
- Sık pansuman değişimi gerektirmemeli
- Maliyeti düşük olmalı
- Ömrü uzun olmalı
- Değiştirme sırasında yarada ek travmaya neden olmamalı
- Hem evde hem de hastanede kullanım için uygun olmalı
- Ucuz, güvenilir, etkili, kolay ulaşılabilir ve kolay kullanımlı olmalıdır.

Pansuman Uygulama Amacı
Pansuman, mikroorganizmaların çoğalması için uygun ortam sağlayan olumsuz koşulların oluşmasını önleyerek, canlı hücrelerin yaşamasına ve çoğalmasına yardım eder.

Özellikle kapalı pansumanlar, yara ile dış ortam ilişkisini kestiği gibi bölgeye belirli bir miktar basınç uygular. Bu basınç, ameliyat yerinden sızabilecek kanamayı durdurur ve hasta giysilerinin ve yatağının sızıntı ile kirlenmesini önler.

Islak pansumanlar, yaradan ısı ve sıvı kaybını azaltarak, yara bölgesinin nemliliğini sürdürerek, dokuların kurumasını önler. Yapılan pansuman ve sargılar ile vücut bölümlerinin farklı pozisyonlarda sabit durması (tespit edilmesi) sağlanır.

Pansuman Özellik ve Çeşitleri

Kullanılacak pansuman malzemesi, hastaya ve yaraya uygun olmalıdır. Hastanın hareketini sınırlandırmamalı, alerji yapmamalı, yaranın büyüklüğüne, tipine uygun olmalıdır.

Pansuman öncesi, yara iyileşmesinde etkili olan hastanın beslenme / beslenmeme durumu, dehidratasyon, sigara kullanımı, stres / anksiyete varlığı, uyku problemleri, kullanılan ilaçlar, yaşlılık, ağrı varlığı, kronik hastalık varlığı gibi durumlar belirlenmelidir.
Yara pansumanları; artık maddeleri uzaklaştırmak, yarayı boşaltmak, özel tedavi uygulamak, enfeksiyon varlığını belirlemek, doku travmasını izlemek, damar içi kataterleri (LV kanül ya da Santral Venöz Katater gibi) sabitlemek ve dış etkenlerden korumak amacı ile uygulanır.

Islak Pansuman, Koruyucu Pansuman, Emici Pansuman

Islak Pansuman

Steril, gazlı kompresIerden oluşan pansumanlardır. Yara iyileşmesini hızlandırmak için nemliliğin korunması ve sürdürülmesini sağlar. Islak pansumanlar sık sık değiştirildiği için yara çok iyi izlenebilir.

Açık ve kapalı biçimde yapılabilir. Açık biçimde uygulanan yaş pansumanlarda kompresler %0,9 NaCl (lzotonik) ile ıslatılıp, uygulanır ve kurumadan tekrar ıslatılır.

Pansumanın kuruması, kullanılan materyalin yaraya yapışmasına neden olur. Bu değişim, çoğunlukla iki saatte bir yapılır. Kapalı şekilde uygulanan yaş pansumanlarda, kullanılan gereç solüsyonla ıslatıldıktan sonra hava geçirmeyecek şekilde sarılır.

Islak pansumanda, hidrofil gaz bezinin etkisi ile yaradaki sıvı ve doku kalıntıları, bakteri ve ürünleri emilir. Böylece, yaradaki bakteri ve zararlı artıkların yoğunlukları azalır. Ayrıca, yara ödemi çözülür, kan akımı hızlanır.

Koruyucu Pansuman


Yarayı dış ortamdan korumak için, yara yüzeyinin ya da yara üzerine yerleştirilen nemlendirici materyalin, su geçirmez malzeme ile kaplanmasıyla yapılan pansumanlardır. Bu pansumanın uygulandığı yaralarda kanama ve akıntı olmadığı için pansuman malzemesinde emici özellik aranmaz. Yarayı dış ortamdan korumak amacıyla kullanılır.

Emici Pansuman


Yaradan gelen akıntının emilmesini sağlamak için, yara yüzeyinin emici kuru malzeme ile kapatılmasıdır. Emici ve yarı emici pansuman materyalinin, havayı geçirme özelliği vardır. Böylece, hem yaranın nemliliği sürdürülürken hem de iyileşmesi hızlanır.

Pansuman malzemesi, yaranın üzerine birkaç kat konabilir ve patojen mikroorganizmaların üremesini engellemek için sık sık değiştirilmesi gerekir.

Basınçlı Pansuman

Kanamayı durdurmak, ödemi azaltmak, yaradaki ölü boşluğu kapatmak için yara yüzeyinin, basınç yapan malzeme ile kapatılmasıdır. Basınç, yaranın her yerine eşit olarak uygulanmalı ve ekstremitede pansuman distalden başlayıp yaranın proksimaline doğru yapılmalıdır. Uygulanan basınç hastanın dayanabileceği kadar ve ekstremitenin kan dolaşımına zarar vermeyecek derecede olmalıdır.

Pansuman Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler

- Pansuman, ayrı odada (pansuman odasında) yapılmalıdır.
- Birden fazla yara varsa, pansuman aseptik olan yaradan başlanmalıdır.
- Septik pansumanlarda gömlek giyilmeli, eldiven ve maske takılmalıdır.
- Yara bölgesine göre, mümkünse hasta yatar durumda olmalıdır.
- Dren vb. araçlar yer çekimine uygun olarak yerleştirilmeli ve iyi tespit edilmelidir.
- Yara akıntısının fazla olduğu durumlarda, emici pansuman yapılmalıdır.
- işlem boyunca, yara enfeksiyon yönünden gözlenmelidir.

Yanıklar ve yanık tedavileri

Gün içerisinde hepimiz farklı kazalar yaşayabiliriz. Bu kazalar evde, iş yerinde ve sokakta yürürken herhangi bir zaman diliminde gerçekleşebilir. Yaşadığımız kazalar da en tehlikeli olanı ise yanık yaralanmalarıdır. Bu tür yaralanmalarda hayatımızı derinden etkileyen sonuçlara maruz kalabiliriz. Birçoğumuzun yaşadığı yanıklar konusunda Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu önemli bilgiler verdi.
Yanık Nedir?
 “Vücuttaki herhangi bir bölgenin ısıya maruz kalarak zarar görmesi durumuna yanık yaralanması nedir. Yanıklar kimyasal yanıklar ve fiziksel yanıklar olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fiziksel yanıklar haşlama, elektrik yanıkları, sürtünmeyle oluşan yanıklar gibi çeşitlilik gösterirler. Vücutta oluşan yanıklarda üç şekilde derecelendirilir.
1. Derece yanıklar dediğimiz deride fazla hasar oluşmayan ve iyileşme süreci daha kolay olan yanıklardır. Örnek olarak güneş yanıkları verilebilir.
2. Derce yanıklar ise ısının derinin alt tabakasına ulaşarak, ciltte sıvı kabarcıkları oluşturan yanıklardır.
3. Derece yanıklar ise ısının tamamen derinin alt tabakasına ulaşarak sinirlere ve kas bölümlerine zarar vermesi sonucu oluşan yanıklardır.”
 Hangi tür yanıklar evde tedavi edilebilir.
 “Aslında bütün yanıkların bir uzman tarafından kontrol edilmesi gereklidir. Fakat ev içerisinde bazen ufak çaplı yanık yaralanmaları yaşanabilir. Bunlar ise ütü yaparken elinizin ütüye değmesi veya çaydanlık ya da tencere tutarken yaşanan ufak yanık kazaları olabilir. Bu tür yanıklarda kişi yanan bölgeyi mutlaka soğuk suya tutmalıdır. Acıyı hafifletecek yanık merhemlerini kullanabilir.”
 Hangi Tür yanıklarda hastaneye gidilmesi gerekmektedir?
 “ %15 derecenin üstündeki bütün yanıklar uzman tedavisi gerektirir. Doğru bir uzman tercihi yapılmalıdır. Çünkü bu tür yanıklar da gerektirdiği gibi tedavi uygulanmazsa kişinin hayatını derinden etkileyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Tedavisi zorunlu yanıklar ise çocuk yanıkları, elektrik yanıkları ve özel bölge yanıkları boyun, yüz, göz kenarları, el ve parmaklarda oluşan yanıklardır. Bu tür yanıklarda önemli olan bölgenin fonksiyonel özelliğini kaybetmeden tedavinin uygulanmasıdır.”
 Yanıklarda ilk yapılması gereken nedir?
 “Yanığa sebep olan etkenden kişi uzaklaştırılmalıdır. Kimyasal yanıklarda mutlaka bölge temiz suyla uzun süre yıkanmalıdır. (çamaşır suyundan ellerin zarar görmesi gibi) Eğer kişinin vücut bölgesinde bir yanma olduysa üzerindeki kıyafetleri hemen çıkartılmalıdır. Yanık olan bölge mutlaka 10–15 dakika suya tutulmalı ve soğutulmalıdır. Kişi yanığın olduğu bölgeyi kapatmalıdır. Alev alarak bir yanma yaşanıyorsa kişi koşturmaya başlar mutlaka durdurulmalıdır. Eğer bu şekilde devam ederse yanık daha çok bölgeye ilerler. Acil olarak hastaneye götürülmelidir.”
 Yanıklarda yapılmaması gerekenler nelerdir?
 “Kesinlikle herhangi bir yanığa maruz kalındığında diş macunu, biber salçası, balmumu, süt ve yoğurt sürülmesi gibi işlemler uygulanmamalıdır. Bu tür hatalar kişinin yaşamı için olumsuz sonuçlar doğurabilir.”
 Yanık tedavisi nasıl yapılır?
 “Hastanın yaşadığı yanma durumuna göre tedavi uygulanır.
1. Derece dediğimiz hafif ölçekli yanıklarda ağrıyı kesen merhemler kullanılır ve hasta ayakta tedavi edilebilir. 2. ve 3. Derece yanıklar da ise açık veya kapalı pansuman yapılır. Özel bölge yanıklarında deri grefti dediğimiz vücudun başka bir bölümünden deri parçası alınarak bir nevi yama dediğimiz işlem uygulanır. Fakat yanık tedavileri estetik cerrahisinde en zor tedavi yöntemlerindendir. Aynı zamanda bir diğer yöntem olan silikon şilt tedavisi de yara ve yanık izlerinin silikleştirilmesin de uygulanır. Yanık bölge sıkıca sarılıp uzun süre kullanılması gerekir. Mutlaka uzman hekimler tarafından yapılmalıdır. Yanık tedavilerinde önemli olan başka bir konu ise hastanın erken tedaviye başlamasıdır. Bu şekilde yanık tedavisindeki süreç değişecektir.”
 Yanık izleri tamamen ortadan kalkabilir mi?
 “Özel bölge yanıkları dediğimiz el, yüz, boyun, kol, genital bölge yanmalarında bir cerrah için söz konusu iz kalması durumu değildir. Önemli olan bu bölgelerdeki işlevsel durumun devamlılığını sağlamaktır. 3. derece yanıklar olarak adlandırılan derin yanıklarda deri komple değiştirilse bile izleri tamamen yok etmek mümkün değildir. Ancak azaltılır ve yapılabilecek en iyi tedavi hasta için uygulanır.”

Her 13 çocuktan birinin gıda alerjisi var

ABD'de yeni yapılan bir araştırma, bu ülkedeki her 13 çocuktan birinin gıda alerjisi olduğunu ortaya çıkardı.
Araştırma şirketi Knowledge Networks tarafından evlerde ailelerle görüşülerek yapılan araştırmanın, gıda alerjisi olan çocukların sayısının, hükümetin tahmininin iki katı olduğunu gösterdiği belirtildi.
Araştırmacılar, gıda alerjisi olan çocukların yaklaşık yüzde 40'ında ciddi reaksiyonlar görüldüğüne dikkati çekerek, bunun, gıda alerjisinin diğer mevsimsel alerjilerden daha az tehlikeli olduğu yönündeki yanlış değerlendirmeyi belleklerden sileceğini umut ettiklerini söylediler.
18 yaş ve altı 40 binden fazla çocuğun yer aldığı araştırmaya göre, Amerikalı çocukların yüzde 8'ine karşılık gelen 6 milyon çocuk gıda alerjisinden muzdarip. Gıda alerjisinin ana kaynakları ise fıstık ve süt.
Amerikan hükümetinin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi tarafından yapılan araştırmada, gıda alerjisi olan Amerikalı çocukların sayısı 3 milyon (yüzde 4) olarak tahmin edilmişti.

Patates kızartması diş için çikolotadan beter

Antalya Diş Hekimleri Odası Başkanı Caner Güleç, fast foodların (hazır yiyecek) içerisinde bulunan patates kızartmasının dişlere iki kat daha fazla zarar verdiğini söyledi.
Yine kola, fast food yiyecekler, raf ömrü uzun olan unlu mamuller, çikolata ve şekerden daha zararlı. Güleç, özellikle bazı unlu mamullerin raf ömrünü uzatmak için katılan kimyevî maddelerin dişlerin düşmanı olduğuna dikkat çekti.
Aslında şeker ve çikolatanın adının çıktığını belirten Güleç, bu ürünlerin haksız bir rekabete maruz kaldığına, dişler üzerinde bulunan mikro organizmaların bu gıdalardan beslendiğine işaret etti. Tüketilen gıdalardan sonra günde en az bir kere dişlerin fırçalanması gerektiğini ifade eden Caner Güleç, "Dişler üzerinde bulunan gıda artıklarının uzaklaştırılması gerekiyor. Dişlere daha çok zararlı olarak bilinen gıdaları yenmesi durumunda ağız mutlaka su ile çalkalanmalı." dedi.